Yıl: 1989, Cilt: 5, Sayı: 2
Tüm Sayı(PDF)
Araştırma makalesi
Tavşanlarda Hipergliseminın Serebral İnfarkt Volümleri, Serum La Tik Deıtidrogenaz Ve Kreatin Kinaz Düzeylerı Üzerıne Etkisi
Osman Acar, Sadık Büyükbaş, Sabiha Serpil Kalkan, Erdal Kalkan, Gülden Gedikoğlu
Araştırma makalesi
Özeti
Tavşanlarda Hipergliseminın Serebral İnfarkt Volümleri, Serum La Tik Deıtidrogenaz Ve Kreatin Kinaz Düzeylerı Üzerıne Etkisi
Effects Of HyperglycemIa On The Cerebral Ware] Volume And Serum Ldlı. Ck Levels In The RabbIts.
24 tavşanın kullanıldığı bu çalışmada, tavşanların yarısında dekstroz verdikten sonra diğer yarısında ise dekstroz vermeden embolik bir serebral iskemi yaratılmıştır. Ernbolizasyondan 24 saat sonra öldürülen tavşanlarda; serebral nekroz volütnleri hesaplanmış, ayrıca aralıklı alınan kan örnekleri ile serum CK ve LDI1 düzeyleri değişimleri araştırılmıştır. Sonuçlar literatür ışığında tartışılmıştır.
In this study, where 24 rabbits were used, an embolic cerebral ischemia was developed after dextrose giving in half of the rabbits and without dextrose giving in the °iller half At the rabbits, which were killed 24 hours after embolisation, volumes of cerebral infarct were de.termined; alsa the changes in serum CK and LDII levels were investigated. The results were discussed and literature was reviewed.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Izole Sıçan Aortunda Baryum'a Bağlı Kasılma Üzerıne Verapamil'in Etkisi
Ekrem Çiçek, Ergin Şingirik, Necdet Doğan, Erdoğan Özkal
Araştırma makalesi
Özeti
Izole Sıçan Aortunda Baryum'a Bağlı Kasılma Üzerıne Verapamil'in Etkisi
Effect Of VerapamIl On ContractIon Due To BarIaın In Isalated Rat Aorta
izole sıçan aortunda kümüliatif konsantrasyonda uygulanan Ba2+ doza bağımlı bir kasılma oluşturdu. Bu kasılma verapamil tarafından inhibe edildi. Ca2+Isuz ortamda ise, Ba2+ kontrol cevaba göre küçük fakat anlamlı bir kasılmaya neden oldu. Bu cevap verapamil tarafından inhibe Bulgular bu dokuda Ba2÷'un ekstraselüler Ca2+ girişini artırarak kasılma yaptığım ve buna ilave olarak intraselider olayları da tetikleyerek bu kasılmaya katkıda bulunduğunu telkin etmektedir.
With an isolated rat aorta, Ba2+ used al a cumulative concentraiion created a dose-clependent contraction. This contraction is inhibited by verapamil. in a medium containing no Ca2+, it caused Utile but significant contraction compared ta the responses of control group. This contraction isn't inhibited by verapamil. Findings suggest that Ba2+ caused contraction by increasing the extracellular Ca2 + entry and alsa contributed to the intracellular processes.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Verapamil Ve Diltiazem'in Sıçan Aorta Ve Gastro-Özofagal Sfinkter Kasılmaları Üzerıne Etkileri
Ekrem Çiçek, Necdet Doğan, Kısmet Esra Nurullahoğlu Atalık, Erdoğan Özkal
Araştırma makalesi
Özeti
Verapamil Ve Diltiazem'in Sıçan Aorta Ve Gastro-Özofagal Sfinkter Kasılmaları Üzerıne Etkileri
Effeets Of VerapamIl And DIttIazem On ContractIons Of Aorta And Gastro-Oesophageal SphIncIer In Rats
İzole sıçan aortunda Ca2÷'suz ortamda serotonin (5-11Tre bağlı kasılma cevapları, ekstraselüler ortama ilave edilen Ca2+ ile doza bağımlı olarak artırılmıştır. Eksternal Ca2+'a bağlı bu kasıla, ortama ilave edilen verapamil veya diltiazem ile anlamlı olarak inhibe edilmiştir. Aynı şekilde izole sıçan gastro-özofagal sfinkterinde Ca2+'suz ortamda asetilkolin (ACh) ile oluşturulan kasılma, kümülatif konsantrasyonda uygulanan Ca2+ ile artırılmış, ortama ilave edilen her iki kalsiyum aslagonisti ile de anlamlı olarak inhibe Bulgular bu dokularda verapamil ve diltiazemin ekstraselüler Ca2+ girişini inhibe ettiğini ortaya koymaktadır.
The contraction responses induced with serotonin (5-M) irz a medium without Ca2 + showed a dese-dependent increase by acicling Ca2+ into the extracellular mediutn. This contraction due to external Ca2+ used has significantly been inhibited by verapamil and diltiazem added into the extracellular medium. Similarly, in an isolated gastro-oesophageal sphincter, in a medium containing no Ca2+ the contraction induced with acetylcholine (ACh) has alsa been increased with Ca2+ used at a cumulative concentration and significantly inhibited by either calcium antagonists. Findings indicate that veraparnil and diltiazem have inhibited the eniry of extracellular Ca2+ intr. the tissues.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
İmpulsif Rotasyonel Test
Süleyman İlhan, Nurhan İlhan, Orhan Demir, Galip Akhan
Araştırma makalesi
Özeti
İmpulsif Rotasyonel Test
ImpulsIve Rotatory TestIng
Bu çalışmada, 52 sağlıklı kişide üç değişik şiddette (63 7sn, 87 7sn, I 14 7sn) impulsif rotasyon kullanılarak rotasyonel nistagrnus elde edildi. Kaydedilen nistagmus yavaş faz maksimum açısal hız ölçümleri yapıldı. Yön egemenlikleri hesaplandı. Bulunan değerler istatistik olarak analiz edildi. Sonuçlar literatür bilgileri ile değerlendirildi. Kullanılan yöntemin nörootolojik çalışmalarda güvenilir olduğu kanısına varıldı.
Impulsive Rotatory Testing Rotatory nystagmus re.sıtited from impulsive rotatory stimuli al three different magnitudes (637sec, 877sec, 114 5sec) was recorded in 52 Jıealty subjects. Slow phase maximum angular velocities of rotatory nystagrrıus was measured. Perrotatory and postrotaiory directional preponderances were calculated. Obtained values were statistically analysed. The residts were evaluateti in the light of relevant literature. The method was considered ta be reliable in the field of neurootology.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Toksoplazmozısde Oluşan Antikorların Saptanmasında Iha Ve Elısa Yöntemlerının Karşılaştırılması
Bülent Baysal, Emine İnci Tuncer, A. Zeki Şengil
Araştırma makalesi
Özeti
Toksoplazmozısde Oluşan Antikorların Saptanmasında Iha Ve Elısa Yöntemlerının Karşılaştırılması
ComparIson Of Measurements Toxoplasma AntIhodIes WIth Elısa And IndIreet LlpemaglülInatIon Methods
Bu çalışmada, toksoplazınazis şüpheli kişilerden alınan 200 serum örneğine İndirekı Hemoglütinasyon ve ELISA Ig G 1,Q, Ig M testleri uygulanmıştır. İndireki lletna,glütinasyon ile 104 adet serum (%52) 1164 ve üzerindeki titrelerde pozitif sonuç azalmıştır. ELISA Ig G testinde 88 (%44) pozitif, Ig M de ise 40 (%20) pozitif değerler elde edilmiştir. ELISA Ig G ile indirekt Hemaglütinasyon testleri arasında %71 oranında uygunluk saptanmıştır. Bulunan değerlerle literatür verileri karşılaştırılarak her iki testin duyarlılıkları ve uygunlukları tartışılmıştır.
In ihis study, 200 serum samples whiclı were taken from suspectd patients with toxoplasmosis lwere applied ta Indirect liaernagglutination and ELISA IgG and IgM tesis, Positive results were rrecorded ıriihixt 104 samples (52%) for Indirect Ilaemaglülination, 1164 and more titers. 88 positive volumes (44%) were found in ELISA I8G test, as for IgM test 40 (20%) were found ln agreetnent of 171% was established between ELISA 18G and Indireet Haemaglütination tesis. Concequently icompairing the discovered values and data, specivity, sensitivity and ağreetnent both tesis were discused.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Tinea Versicolo R' Un Ketokonazol İle Tedavisi Dr. Hüseyin Endoğru *, Dr. Şükrü Balevı
Hüseyin Endoğru, Şükrü Balevi
Araştırma makalesi
Özeti
Tinea Versicolo R' Un Ketokonazol İle Tedavisi Dr. Hüseyin Endoğru *, Dr. Şükrü Balevı
The Treatıncnt Of TInca VersIcolor VIth Ketoconasole
Ketokonazol uyguladığımız 30 olguda tedavi sonucu ilacın %90.48 klinik ve laboratuvar Şifa vermesi (Nativ preparatta mantar menfi), ilacın çok iyi etkili olduğunun kanısıdır. Oral yoldan alınınca yan etkilerinin az ayrıca büyük bir avantajdır.
In ofr 30 cases, which were treated with ketoconazole, an antifungal agent, 90.48 perceni of :kese cases, clinical remissions ha ve been obiained. All !hese remissions, have been confirrned by cytological diagnosis which have been done by native preparation,y. Also, it's advantages were related with taking this drog orally and wilhout any adverse effects.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
1.5 - 4 Yaşları Arası Çocuklarda Douşta Kalça Çıkığının Cerrahi Tedavısı
Abdurrahman Kutlu, Recep Memik, Erhan Yıldırım, Mahmut Mutlu
Araştırma makalesi
Özeti
1.5 - 4 Yaşları Arası Çocuklarda Douşta Kalça Çıkığının Cerrahi Tedavısı
SurgIcal 7'reatment Of CongenItal DIslocatIon Of The HIp In ClIldrert Between The Ages One Year And SIx Months And Four Years
1.5-4 yaşları arasında Doğuştan Kalça Çıkığı olan ve cerrahi tedavi uygulanan 43 çocuğun 58 kalçasının tedavi sonuçları gözden geçirildi. 35'i kız 8'i erkek olan hastalarda çeşitli cerrahi işlemler uygulandı. Ortalama 22 ay takip edilen hastalar klinik olarak Mc Kay, radyolojik olarak Severin kriterlerine göre değerlendirildi. Radyolojik olarak 48 kalça (%83) çok iyi, 6 kalça (%10) iyi, 1 kalça %2) orta ve 3 kalça (%5) kötü olarak değerlendirildi. Tek taraflı 041 olan bir kalçada normal tarafta avasküler nekroz gelişti ve bir kalçada tekrar çıkık meydana geldi.
The results in 58 congenitally dislocated hips in 43 children who were between one and a half four years okl have been reviewed. There were 35 girls and 8 boys. Open reduciion (OR) was perfortned in one hip, Salter's innornintne osteolotny (S10) was perforrned in three hips, OR and SIO were perfortned in 43 hips, OR, SfO derotation varus and fernoral shortenin were performed 11 patients. Ali of the patients have been followed at least one yer (average nventy-two months). Using Severin classification of radiographic evalualion, 48 hips (83 per cent) vere telated as excellent, 6 hips (10 per cent) as good, one hip (2 per cent) as fair and three hips (5 per cent) as failure. Clinical avaluation was made using Mc Kay's criteria and 47 hips (81 per cera) were related as excellent. Seven hips (12 per sent) as good, three hips (5 per cent) as fair, one hip (2 per cent) as failure. Avascular necrosis developed in one mortn.al side, there was one redislocation
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Konya'da Sosy0-Ekonomık Duzey Farklılığı Gösteren İlkokul Çocuklarında Diş Sağlığını Etkıleyen Faktorler
Orhan Demireli, Selma Çivi, Necla Mısıroğlu
Araştırma makalesi
Özeti
Konya'da Sosy0-Ekonomık Duzey Farklılığı Gösteren İlkokul Çocuklarında Diş Sağlığını Etkıleyen Faktorler
Factors EffectIng The Dental Ilealth Of PrImary School ChIldren OrIgInatIng From DIfferent SocIo-EconomIe Levels In Konya
Diş çürükleri en sık rastlanan sağlık sorunlarındandır. Özellikle çocukluk döneminde en sık görülen 10 hastalık arasındadır. Memeli hayvanların dişlerinin dökülüp beslenememeleri ölüm nedenlerinden biridir. insanlarda çürük dişlerin tedavisi mümkündür, Ayrıca protez kullanma şansları olmasına rağmen, hiç bir protezin kişinin kendi dişlerine üstün olmayışı ve getirdiği ekonomik yük nedeni ile diş sığlığınğla koruyucu önlemler daima tedaviden üstün olmuştur. Araştırmamada, Konya*da sosyo-ekonornik düzeyi farklı ola,: iki ilkokulda 8 ile 12 yaşlar arasında toplam 152 çocukta diş sağlığına etki etmesi mümkün olabilen faktörler incelendi ve bu çocukların diş muayeneleri yapıldı. Bu çalışmada yalnız 9 (%5,9) çocukta çürük dişe rastlanmamıştır. Kızlarda erkeklere göre daha az 'sayıda çürük diş tesbit edilmiştir. Diş çürükleri ile anne-babanın eğitim düzeyleri arasında önemli bir ilişki bulunamamıştır (p>0.05). Kabuklu besinlerin dişlerle kırılınastyla clis çürükleri arasındaki ilişkinin önemli olduğu ortaya çıkmıştır (p<0.05). Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olan ilkokulda öğünler arasında iüketilen yiyeceklerin diş çürüklerini artırdığı tesbit edilmiştir (p<0.05). DAM." inele.ksi, iki ilkokuldan sosyo-ekonomik düzeyi düşük alanda 0.15 olarak saptandı. df indeksi, düşük sosyo-ekonomik düzeyli ilkokulda 5.59, diğer il-kokulda ise 5.0 olarak bulunmuştur. Sosyo-ekonoınik düzey farklılığı ile DıtIF ve df indeksleri arasında önemli bir fok bulunamaıntşur (P>0.05). Çürük prevalans hızı, düşük sosyo-ekonomik düzeyli ilkokulda %97.6, yüksek sosyo-ekonomik düzeyli ilkokulda ise %92.7 dir. Diş sağlığının korunması ve devamı için içme sularının florizasyonu, ilkokullarda diş sağlığı ile ilgli eğitim yapılması, kitle iletişim araçları ile halka eğitim verilmesi ve diş sağlığı sorunu belir-diğinde vakit kaybetmeden dis hekimine başvurınanm önemli olduğu belirlendi.
Carious tooth is one of the most prominent health prebletn. It is one of the ten diseases ıneet in the childhood period. Preventing form the disease 'is more casier and more economic ihan treating of them. This siu.dy had been compteted on 152 prirnary school Children of eight-twelve years old, Which were socially and economically different leıel. Various paraıneiers were detected by using khikare tesis. in the school which low socio-econoınical kvel index of DMF was 0.30, index rıJ q- was 5.59 and prevalance of carious tooih was 97.6 %. In the school was high socio-econoınicai level index of DMF was 0.15, index of df was 5.0 and prevalance of carious tooth was 92.7 %.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Tüberküloz Menenjit Ve Bakteriyel Menenııt Olgularında Beyın Omurılik Sıvısı Aspartat Aminotransferaz Ve Laktik Dehidrocenaz Enzim Düzeylerinin Takıbı
Sadık Büyükbaş, Mehmet Bitirgen, Ümran Çalışkan, Mehmet Akdoğan, Mustafa Ünaldı, İsmail Öztok
Araştırma makalesi
Özeti
Tüberküloz Menenjit Ve Bakteriyel Menenııt Olgularında Beyın Omurılik Sıvısı Aspartat Aminotransferaz Ve Laktik Dehidrocenaz Enzim Düzeylerinin Takıbı
SerIal EstImatIon Of CerebrospInal FluId AspartaIe AmInogransferase And LartaIe Dehydrogenase Levels Irr Tuberculous And BacterIal MenIngItIs
Tüberküloz menenjit (TBM) ve bakteriyel menenjit (BM) tanısında ve uygulanan tedavinin prognostik takibinde beyin-omurilik sıvısı (POS) aspartat ağninotransferaz (AST) ve taktik dehidrogenaz (LI311) enzim düzeyleri seri olarak çalışıldı. BOS AST düzeyleri; kontrol grubunda 5.95 ± 2.59 lUIL, TBM grubunda 10.41 ± 3.62 lUIL ve BM grubunda 28.12-± 5.85 WİL olarak saptandı. BOS LDII düzeyler; kontrol grubunda 25.02 ± 9.21 11.11L, 7711,1 grubunda 51.25 ± 20.74 IUIL ve BM grubunda 327.24 _t 214,47 MIL olarak saptandı. !'BM ve BM gruplarının BOS AST ve LDII enziğn düzeyleri kontrol grubuna kiyasta belirgin olarak yüksektir (p<0.00I). BM grubu POS seri enzim analizlerinde POS AS7' ve LDII enzimlerinin belirgin olarak azaldtgı (p>0.001), fakat TBM grubunda Lçe bu azal-manın hafif olduğu (p>0.05) saptandı. Bu bulguların ışığında 773114 ve BM'in tanısında ve uygulanan tedaviye hastalaarın verdiği yanıtın takibinde POS AST ve LDH enzim seri analizlerinin yardımcı bir laboratuvar tetkiki olabileceğini söyleyebiliriz.
The cerebrospinal fluid (CSF) aspartate aminotransferase (AST) and lactate dehydrogenase (LDII) enzyme levels were investigated tn this research for the diagnosis of tuberculous and bacterial meningitis (TBM, BM) for the prognosi.ss of cases. AST and LDII enzvmatic levels were estimated in CSF in 12 cases of TBM, 25 cases of BM and 30 control cases. In the control group the levels of CSF AST and CSF-LDII were estimaied as 5.95±2.59 IULL, 25.02±9.21 11.11L, respectively. in cases with 713M, the levels of CSF-AST and CSF-LDII were ohtained as 10,41±3.62 51.25±20.74 respectively. In the BM cases, the levels of CSF-AST and CSF-L1311 were estimated as 28.12±5.85 !Un-, 327.24±214.47 WİL, respectively. The CSF enzyğnatic levels of AST and LDII were increased significantly both in MM and BM cases a.ı compared with control group (p<0.001). Iri serial enzymcilic analysis (initial, 72 hours and 10 d,iş.v tater) it has been found that the BM cases showed significanily decreasing levels of the two enzşiğes (p<0.001) but the TBM CaSe.S showed nonsignificanily decreasıng levels of both enzymes (p>0_05). On the light of these findings, it is concluded that the serial enz-ymatic determinations ğiST and LDII iri CSI7 are helpfull in the diagnosis of TBM and BM in the prognosi.s of cases.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Staphylococcus Aureussuş D Ların A Penisilinaz Enzimınin Araştırılması
Naci Kemal Kırca, Bülent Baysal, Mahmut Baykan
Araştırma makalesi
Özeti
Staphylococcus Aureussuş D Ların A Penisilinaz Enzimınin Araştırılması
The InvesIIgatIon Of The PenIcIllInase Enzyme. Tr Staphylococcus Aureus StraIns
Çeşitli materyalden izole edilen 120 Staphylococcus aureus suşunun penisilinaz aktiviteleri araştırıldı. İncelenen 120 Staphaureus suşunun 94(%78.3)'ü penisilinaz pozitif bulundu.
The penicillinase activities of 120 strains of Staph.aureıts isolated frotn outpatients were detected fay rapid iadometric methods. 94 out of 120 Staphaureus strains was found ta have the enzyrne.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Ototoksik Ilaçlar Ve Subjektif Tınnitus
Ziya Cenik, Ayşegül Cenik, Yavuz Uyar, Orhan Gül
Araştırma makalesi
Özeti
Ototoksik Ilaçlar Ve Subjektif Tınnitus
UbjektIve TInnIlus And OtotosIeIty
Günümüzde pek çok ilacın subjekq tinnitus sebebi oldugu bilinmektedir. Tinnitus ilacı kullanan kişide toksik etkinin başladığını gösteren önemli bir klinik bulgudur. Hasta kulak çınlamasında rağmen ilacı kullanmaya devam ederse işitmesini kaybeder. Bu ilaçlar kokleada patolojik değişikliklere yol açarak tinnitus oluştururlar. Dolayısıyla toksik ilaçlarda periferik tipte koklear görülür. Kliniğimizde 1986-1988 yılları arasında birinci planda tinnitus yakınması olan hastalarda toksik ilaçların yerini araştırdık ve 100 hastanın 10'unda tinnitus sebebi olarak ototoksik ilaçları tespit ettik
Nowadays, we know about many ototoxic drugs. Tinnitus iv an important finding of ototaıkity. A patient may have hearing loss if he goes on taking ototoxic drugs in spite of tinnitus. We studied the effects of these drugs on the patients who had tinnitus.Oetween 1986-1988. we examined 100 patients with the complaint of tinnitiıs. found out that tinnitus was dolıe ta ototoxk drugs in 10 palients.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Mıgren Ve Kalorı K Uyarım
Nurhan İlhan, Orhan Demir, Galip Akhan, Süleyman İlhan
Araştırma makalesi
Özeti
Mıgren Ve Kalorı K Uyarım
MIgraIne And CalorIc SlImulatIon
4-4 migrenli olguda postkalorik nistagmus yavaş kaz maksimum hızları ölçüldü. Elde edilen değerler normal değerlerden yüksek idi. Özellikle 44' C lik uyarıma verilen cevap yüksek idi. Bu sonuçlar mekanizması ne olursa olsun migrende vestibüler uyarılabilirliğin fazla olduğuna işaret etmekteydi
Caloric induced nystagmus slow phase maximuın velocities were ıneasured in 44 palients who suffered from migraine. Obtained values were higher ihan normal ones. Especially responsiveness to the stimulation of 44°C was noticibly high. Whaiever the mechanism, tlti,s results indieated that vestibular sensibilitv was increased.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Tiroid Bezının Iğne Biyopsisi
Şakir Tavlı, Lema Tavlı
Araştırma makalesi
Özeti
Tiroid Bezının Iğne Biyopsisi
Needle BIopsy Of The ThyroId Gland
Soğuk tiroid nodülü tanısı ile Uludağa Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi kliniğine yatan 32 hastaya Vim Silverman iğnesi ile kesici iğne biopsisi uygulanmış, tüm olgular operasyona alınarak sonuçlar ameliyat materyalinin histopatolojik tanısı ile karşılaştırılmıştır. 32 olgudan 2'sinde iğne biopsisi ile yeterli doku örneği sağlanamamış, 30 olguda iğne biopsisi ve ameliyat materyalinin hisiopatolojik tanıları arasında uygunluk görülmüştür. Literatürdeki iğne biopsisi serileri de gözden geçirilerek bu yöntemin güvenilir, tehlikesiz ve gereksiz tiroidektorni oranını azaltma yönünde kullanılması gerekli bir yöntem olduğu vurgulanmıştır.
We performed cutting needle biopsy with Vim Silverman needle to 32 patients with cold thyroid nodules in Department of Surgery, Faculty of Medicine, University of Uludağ. All patients underwent operation and the resulis of biopsies were compared with the histopailıological diagnosis of the operation material. in iwo of 32 patienıs, sufficient material tikusv not available with cuning needle biopsy and histopathological diagnosis of 30 patients were compambie with biopsies. as in previous _r_e32)2z1,,-swccQuitıble and avpids patients 1 rom unnecessary ihyroidectomies.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
400 Vajinal Kültürün Mikrob İyolojık Değerlendırmesı
Naci Kemal Kırca, Bülent Baysal, Cemalettin Akyürek
Araştırma makalesi
Özeti
400 Vajinal Kültürün Mikrob İyolojık Değerlendırmesı
MIcrobIologIcal EvaluatIon Of 400 VagInal Cultures
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Laboratuvarına akımı şikayetleri ile gönderilen 400 vajinal kültür değerlendirildi. 184 kültürde (%46) patojen bakteri üremesi görüldü. 164 kültür (q141) normal vajen florası olarak değerlendirild. 52 kültürde (%.13) üreme olmadı. Patojen bakteri üremesi görülen 184 kültürden 64 tanesinde (%34.8) patojen stafilokok, 56 tanesinde (%30.4) Gram negatif emerik bakteri, 36 tanesinde (%19.6) enterokok ve 28 tanesinde (%15.2) kandida saptandı.
In the laboratories of Microbiology at the Selçuk liniversity Medical Sohool, 400 vaginal cultures were ohtained from the wornen with vaginal discharge complainttrıents. 184 out of 400 vaginal cultures (46%) were evaluated as pathoge.nic flora and 164 oui of 400 cultures (41%) were evaluated as normal flora. pathogenic flora pnicroorganistns were pathogenic ..laphylococcus (34.8%), Gram negative enteric bacteria (30.4%), enterocOccus (19.6%) and Gandida (15.2),
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Böbrek Trarsplant Alıcılarında Ve Hemodializ Uygulanan Kronik Böbrek Hastalarında Cytomegalovirus (cmv) Antikorlarının Araştırılması
Mehmet Bitirgen, Mehdi Yeksan, Doğan Çiftçi, Bülent Baysal, Ilgar Taşdemir, Şamil Ecirli, Yaşar Karaaslan, Mahmut Baykan
Araştırma makalesi
Özeti
Böbrek Trarsplant Alıcılarında Ve Hemodializ Uygulanan Kronik Böbrek Hastalarında Cytomegalovirus (cmv) Antikorlarının Araştırılması
The InvestIgatIon Of CytomegalovIrus (cmv) AntIbodIes In Renal Transplant RecIpIents And IlentodIalysIs PatIents WIth ChronIc Renal FaIlure
Çalışma Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Fakültesi iç Hastalıkları Anabilim dalı Hemodializ ünitesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi iç Hastalıkları Anabilim dalı Nefroloji Ünitesinde tedavi gören böbrek transplantasyonu yapılan 57 hasta ve hemodializ uygulanan 57 kronik böbrek has-tası üzerinde yapılmıştır. Hastalara ait kan örneklerinde Cytomegc.ılovirus (CMV) Immunglobulin M (1g M) ve Irnmünglobulin G (Ig G) antikorların Enzyme-Linked linmunosorbent Assay (EL1SA) metodu ile Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ELİSA laboratuvarında tayin edildi. Bulunan sonuçlar sağlıklı 50 kişiden oluşan kontrol grubunun sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Böbrek transplantasyonlu hastaların %56.14'ünde CA1V-IgM, %100'ünde CA-1V-IgG seropozitifliği bulundu. Hemodializ uygulanan kronik böbrek hastalarında CMV-lgM %24.56, CMV-1gG %91.23 oranında seropozitif bulundular. Kontrol grubunda ise CMV-1gM CMV-IgG cş650 oranında seropozitif olarak bulunmuştur. Böbrek transplantasyon hastaları ve hemodializ uygulanan kronik böbrek hastalarında bulunan CMV-IgM ve IgG seropozitifliği kontrol grubuna göre anlamlı olarak yüksekti (p<0.01).
This study is performed in 57 renal transplant recipients and 57 hemodialysis patients with chronic renal failure in the Nephrology Division of the Department of Internal Mek-lif-...ine, University of Hacettepe School of Medicine and llemodialysis Unit (4- the Department of Internal Medicine, University of Selçuk School of Medicine_ Cytornegalovirus (CMV) IgM and 1gG antibodies were deterrnined in blood sarnples by enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) rnethod in the Microbiology Laboratory of Selçuk University. 1,Ve compared the results with control including 50 healty individuals. We fourıd CMV-IgM seropositivity 56.14%, CMV- IgG seropositivity 100% in the renal transplant recipients and CMV-IgM seropositivity 24.56%, CM11-IgG se.ropotisivity 91.23% in the hernoclialysis patients. In control group, CMV-IgM seropositivity was 2% and CMV-IgG seropositivity 50%. The rates of CMV-1gM and Ig G seropositivity in the renal transplant recipients and hemodialysis patients with chronic renal failure were high and significant according ta the control group (p<0.01).
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Brucella Antikorlarının Araştırılmasında Spot, Rose-Bengal Ve Wrıgııt Aglütinasyon Testlerinin Karşılaştırılması
Bülent Baysal, Naci Kemal Kırca, Mahmut Baykan
Araştırma makalesi
Özeti
Brucella Antikorlarının Araştırılmasında Spot, Rose-Bengal Ve Wrıgııt Aglütinasyon Testlerinin Karşılaştırılması
The ComparIsons Of Spot, Rose Bengal And Wrıgı1t Agglutınatıon
Çeşitli kliniklerdeki bruselloz şikayeti ile brusella antikorlartnın araştırıması için laboratuvarımıza gönderilen 200 hastada SPOT (ST), ROSE BENGAL (RIIT) ve WRIGIIT AGLUTINASYON (WAT) testleri yapılmış ve değerlendirilmiştir. Bir hastada ST ve RBT olumsuz çıkmasına karşın WAT 1140 oranında olumlu bulunmuştur. Bir hasta serumunda RBT olumlu, ST zayıf olumlu ve aglutinasyon litresi 1140 olumlu ,bulunmuştur. Aglutinasyonla elde edilen 1180 ve daha yukarısı olumlu titrelerde ST ve RBT %100 uyumluluk göstermektedir.
On a group of patients which were sended la aur laboratories and swpected of having brucellosis who were admitted to our hospital's iR patieni and out paıient Wright aggluiination tesis (WAT), Rose Bengal Tesis (RBT), and SİR, tesis (ST) were performed and evrıluaıed fr r Bruce11a abor While ST and RIIT were negative, WAT was 1140 positive, in a patient's serum. RBT was posi-tive, and WAT was 1140 positive, ha ve heen found, in anoıher serum. ST and RBT were positively correlated with 1180 and higher dilutions of WAT (100 per ccnt).
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Ötiroid Guvatırlı Hastalarda Preoperatif Değışık Yöntemlerle Aldosteron Baskılanması
Adil Kartal, Yüksel Tatkan, Mehmet Metin Belviranlı, A. Erkan Ünal, Şakir Tekin, İrfan Tunç, Mehmet Akdoğan
Araştırma makalesi
Özeti
Ötiroid Guvatırlı Hastalarda Preoperatif Değışık Yöntemlerle Aldosteron Baskılanması
InhIbItIon Of Aldosteron By DIfferen1 Alethwh ApplIed Before And DurIng OperatIon$ In PutIents WIth EuthyroId GoItre
Cerrahi travmaya karşı gelişen aldosteron cevabının tuzlu serumların ameliyat öncesinde ve sonrasında verilmesiyle baskılandığı gösterilmiştir. Bu baskılama yöntemler kolesistektomili vakalarda yapılmıtır. Unıform tutulabilmeleri güç olan ötiroid hastalarda aldosteron inhibisyortu 21 hasta üzerinde çalışılarak araştırıldı. Literatürden farklı olarak aldosteron antdgonisti grubu oluşturuldu. Tuzlu serum ve agonist grup sonuçlarl kendi aralarında ve. şekerli serum grubunun sonuçlarıyla karşılaştırıldı. Tiroideluomi olgularında aldosteron inhibisyonu en çok aldosteron antagonisti grubunda, daha sonra da tuzlu serum grubunda görüldü.
It has been described that aldosteron response to trauma depressed by safin solıdion which were giyen before and during operation. These ınethody r f inhibition were applied tn patients undergoing cholecystectomy. iVe investigated inhibition aldosteron in 21 patients with euthyroid goitre which are difficult ta keep irt uniform. Unlike the liger4.2ture, wc constituted a group paiient adınin. istered aldosteron antagonim (Spironofacton). We compared the results of the groups Ivith each other. The results showed that increase of aldosteron could be inhibited by spironolackın and safin adminisration.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Konya Ve Çevresınde Değışik Dermatozlar İçınde Yuzeyel Mantar Enfeksiyonlarının Insidansı
Hüseyin Endoğru, Alaalldin Atalık
Araştırma makalesi
Özeti
Konya Ve Çevresınde Değışik Dermatozlar İçınde Yuzeyel Mantar Enfeksiyonlarının Insidansı
The IncIdanee Of SuperfIcIal Fungal InteetIons In DItterent Dermatoses In Konya And SurroundIngs
Polikliniğimize müracaat eden 17.793 olgu içinde yüzeyel mikotik dermatozlar 2061 olgu olarak saman& (Tüm dermatozların 9,511.58). Bu yüzeyel mikotik dermatozların klinik şekilleri, yaş ve cinse göre dağılımı, tüm dermatozlara göre yüzde oranları Tablo 1, ve 111'de. gösterilmiştir.
Aınong the 17.793 cases that have applied to our rlinir,, only 2061 of the rrtirolir, dermatomyco-sis have been processed (The %11.58 of the whole). The clinic figures according to the age and 5.ex have been shown on table 1-11 and 111.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Lösemi Ve Lenfomalı Hastalarda Cytomegalovirus (cmv) Igm Ve Lgg Antikorlarının Araştırılması
Mehmet Bitirgen, Emine İnci Tuncer, Murat Günaydın, Ümran Çalışkan, O Seyfi. Şardaş, A. Zeki Şengil, Doğan Çiftçi, Dursun Odabaş
Araştırma makalesi
Özeti
Lösemi Ve Lenfomalı Hastalarda Cytomegalovirus (cmv) Igm Ve Lgg Antikorlarının Araştırılması
The InvestIgatIon Of CytomegalovIras (c:a.1v) Iga.1 And 1gg AntIbodIes In Lett-MIe And Lymp Fr Om A PatIents
Çalışma Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları, Çocuk Hastalıkları ve Ankara Üniversitesi ibn-i Sina Hastanesi Hematololi-Onkoloji Kliniklerinde yatan lösemi ve lenfomalı 102 hasta üzerinde yapılmıştır. Alman kan örneklerinde Cyzoınegalovirus 1g/U ve IgG antikorları enzymelinked immunosorbent assay (ELİSA) metodu ile araştırılmıştır. Serolojik tetkikler Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ELİSA laboratuvarında yapılmıştır. 69 Iösemi ve 33 lenfoma hastalarında bulunan sonuçlar kontrol grubu ile karşılaştırılmıştır. Lösemili hastaların 7'si (%10.15), lenfomalı hastaların (%3.03) CMV-IgM bakımından seropozitifıi. CMV-1gG seropozitifligi ise lösemili has-taların 35'ınde (%50,72), lenfornalt hastaların I3'ünck (%39.39) görüldü. 50 kişilik kontrol grubunda ise CMV-IgA1 seropozitilligi I hastada (%2), CMV-IgG se.ropozinfligi ise 25 hastada (%50) sap-tanmıştır. Sitostatik kemoterapi almayan hastalardan T.•inde (%6.25) L.1,1V-IgM, 13 hastada (%40.63) CMV-1gG antikorları saptanmıştır. Sitostalik kernoterapi uygulanan hastalardan 6'sında (%8.75) CMV-1gM, 35'inde (%50) CMV-IgG antikorları pozitif bulunmuştur. olarak; kontrol gruba göre löserni hastalarında CA1V-IgM seropozit‘lli,s,;i anlamlı olarak yüksekti (p<0.05). Lenforna hasta-larında ise fark yoktu (p>0.05). IgG antikorları bakımından ise lösemi ıre tenroma hasialartyla nor-mal kontrol grup arasında fark bulunamadı (p>0.05). sitostaıik ilaç alan ha,vialarla olmayanlar arasında da fark yoktu (p>0.05).
This study included 102 leukemic and lympho,rıa patients tit ho were ıreated in Internal Medicine pediatric Clinic of Selçuk University Medical Faculty and Ilematology Clinic of İbn-İ Sina Hospital of Ankara University. CMV-IgM and 1gG antibodies were investigated with the enzyrne-linked immunosorbent assay (ELİSA) rnethod on the blood saınples, The serologic examinations were made in Alicrobiology ELİSA taboratory of Selçuk University Medical Faculty. The finding.s- in 69 leukernic and 33 iyınphoma patients compared tere control group. CA1V-IgM seropositivity was found in 7 lebtkernic palienis (10.15%) and 1 lyınphoırıa patienı (3,03%). CMV-1gG seropositivity waz found in 35 leukeınic patients (50,72%) and 13 lymphoına patients (39,39%). CMV-IgM sero-positivily of control group was found in 1 patient (2';;> and CMV-1gC sepropositivity was found in 25 patients (50%, seropositivity wa? Pyr,nd in 2 paıienis (6.25[70) and CMV-IgG in 13 pa-tients (40.63%) 'vere not (reale(' with cyto(atic ::-1ceıno0;crapy. scropositivily was
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Çocuk Ayaklarındacalcaneal Ve Metatarsal Yönde Yük İletimi
Tuncer Korkmaz, İlhami Demirel
Araştırma makalesi
Özeti
Çocuk Ayaklarındacalcaneal Ve Metatarsal Yönde Yük İletimi
Calcaneal And Metatarsal WeIght DIstrIhıttIons In ChIldren's Feet
Bu çalışma, yaşları 0-8 yaş grubunda, 459 erkek ve 427 kız çocuk üzerinde yapılmıştır. Bu çocukların ayaklarından alınmış olan çeşitli antropometrik ölçülerden, vücut ağırlığının ayaklar üzerindeki, calcaneal ve metatarsal yönlerdeki yük iletimleri teorik olarak hesaplandı. Çocuk ayaklarında ön ve arka yönde iletilen yük bileşenlerinin yaşa göre değiştiği saptandı. erkek ve kız çocuklar arasında ayaktaki yük iletiminde önemli farklılıkların olmadığı saptandı. Yaşa bağlı olarak, ayağın ön tarafı ile iletilen yükte artma, buna karşın, topuk ile iletilen yükte ise belirgin bir azalma olduğu görülmüştür.
in this study 459 boys and 427 girls irr 0-8 age-group are included. Weight distributions of the fooi has been theoritically calculated by rneans of various anthropoınetric frneasures ta ken on the chil-dren's feet. Thus, it has been deterrnined chat calcaneal and rnetatarsal weight distribution varies with age. The differences between the values related to the weight distribution doesn't ,alay an important role in sexes. As the age advances, bodyweight exerted to to the rnetatarsal side increases whereas it decreases to the calcaneal side.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
(sulbactam-Ampicillin), (clavulanic Acid-Amoxycillin) Ve Ampicillinpin Xn Vitro Etkinliklerinin Karşılaştırılması
Naci Kemal Kırca, Bülent Baysal, Mahmut Baykan
Araştırma makalesi
Özeti
(sulbactam-Ampicillin), (clavulanic Acid-Amoxycillin) Ve Ampicillinpin Xn Vitro Etkinliklerinin Karşılaştırılması
The ComparIson Of In VItro EjfeclIveness Of (sulbactam-AmpIcIIIIn), (arnoxycIllIn-ClavulanIc AcId) And AmpIcIllIn
Bu çalışmada disk diffüzyon tekniği kullanılarak 120 Staphylococcus aureus suyuna karşı Ampicillin-Sulbactam, Amoxycillin-Clavulanic acid kombinasyonları ile Ampicillin'in etkinliklerini karşılaştırdık. Her iki kombinasyonun da Staph.aureus'a karşı, Ampicillin'in antibakteriyel etkinliğini ve Amoxycillin'in antibakteriyel etkinliğini artırdıklarını gözledik.
in this study, we compared the effectiveness of Sulbactarn-Ampicillin, Clavulanic acid-Amo•ycillin. and Ampicillin against to 120 Staphylococcus aureus strains by tneans of disk diffusiorı technic.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Lösemi Ve Lenfomalı Hastalarda Toxoplasma Ig M Ve Ig G Antikorları Seropozitifliği
Mehmet Bitirgen, Emine İnci Tuncer, Dursun Odabaş, O Seyfi. Şardaş, Murat Günaydın, Doğan Çiftçi, A. Zeki Şengil, Şamil Ecirli
Araştırma makalesi
Özeti
Lösemi Ve Lenfomalı Hastalarda Toxoplasma Ig M Ve Ig G Antikorları Seropozitifliği
Toxoplasma Ig M And Kg G AntIbody SeroposItIvIty Tn LeukeınIe And Lymphoma PalIents
Çalışma Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları, Çocuk Hastalıkları ve Ankara Üniversitesi İbn-i sina Hastanesi Hematoloji Kliniklerinde Tedavi gören lösemi ve lenfomalı 102 hasta üzerinde yapılmıştır. Alınan kan örneklerinde toxoplasma-IgM ve IgG antikorları enzymelinked immunosorbent assay (ELISA) metodu ile araştırılmıştır. Serolojik tetkikler Selçuk üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ELİSA laboratuvarında yapılmıştır. 69 lösemi ve 33 lenfoma hastasında bulunan sonuçlar kontrol grubu sonuçları ile karşılaştırılmıştır. Lösemili hastaların 3'4 (904.35), lenfomalı hastaların 2'si (%6.06) toxoplasma-lgM bakımından seropozitifti. Toxoplasına IgG seropozitifli6'ii ise lösemili hastaların 34'ünde (%49.28), lenfomalı hastaların 14'ünde (%42.42) görüldü. 50 kişilik kontrol grubunda toxoplasma IgM seropozitifliğine rastlanmazken, 24 hastada (%46.0) toxoplasma IgG seropozitifligi saptandı. Sitostatik kemoterapi almayan hastalardan 1 hasta-da (%3.13) toxoplasma IgM, 14 hastada (%43.75) toxopla. sına IgG seropozitifligi saptandı. Sitostalik keınoterapi alan 4 hastada (%5.71) toxoplasma IgM, 34 hastada (%48.57) toxoplasma IgG seropozitifligi bulundu. İstatistiki olarak kontrol gruba göre lösemi ve lenfoına hastalanda toxoplasma IgM seropozitifligi anlamlı olarak yüksek bulundu (p<0.05). toxoplasma IgG bakımından ise löserni ve lenfoma hastalartyla kontrol grup arasında fark yoktu (p>0.05). Sitostatik ilaç alanlarla olmayanlar arasında da fark bulunamadı (p>0.05).
This study included 102 leukemic and lymphoma patients who were treated in internal Medicine Clinic, pediatric Clinic of Selçuk University and Ileınatolog,y Clinic of İbn-i sina Hospital of Ankara University. toxoplasma IgM and IgG antibodies were investigated with the enzyme-linked immuno-sorbent assay (ELISI%) ınethod on the blood saınples. The serologic examination was made in Micro-biology ELISA laboratory of Selçuk University. The findings in 69 leukemic and 33 lymphorna pa-tients cornpared with the control group. toxoplasma IgM seropositivity was found in 3 leukemic patients (4.35%) and 2 lyrrıphorna patients (6.06%). Toxoplasma IgG seropositivity was found in 34 leukeınic patients (49.28%) and 14 lyrrıphorna patients (42.42%). Toxoplasma IgG seropositivity of control group was found in 24 patients (46%). Alt control pers-ons were seronegative for toxoplasma IgM antibody. Toxoplasına 1gM seropositiVity was found in 1 patients (3.13%) and IgG in 14 pa-tients (43.75%) who were not treated with cylostatie chemodıerapy, toxoplasma IgM seropositivity was found in 4 patients (5.71%) and IgG in 34 patients (48.57%) in the patients who were treated
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Bakteriyel Ve Aseptik Menenjit Vakalarında Beyın Omurilik Sıvısı Alkalen Fosfataz Enzim Düzeyleri
Sadık Büyükbaş, Ümran Çalışkan, Mustafa Ünaldı, İbrahim Erkul, Elif Gürel, Abdurrahman Üner
Araştırma makalesi
Özeti
Bakteriyel Ve Aseptik Menenjit Vakalarında Beyın Omurilik Sıvısı Alkalen Fosfataz Enzim Düzeyleri
CerebrospInal FluId AlkalIne Phosphatase Enzyrne Levels In PatIents WIth BacterIal And AseptIc MenIngItIs
Menenjit ayırıcı tanısı için beyin omurilik sıvısında (8.0.S.) alkalen fosfataz (ALS) enzim düzeyleri araştırıldı. B.O.S. ALF enzim düzeyleri; 30 normal, 14 bakteriyel menenjit ve 14 aseptik menenjit olmak üzere toplam 58 pediatrik vakada saptandı. B.O.S. ALP düzeyleri; kontrol grubunda 0,13 ± 0,08 KU/ dl, bakteriyel menenjit grubunda 1,.33 ± 0,78 KUMl ve aseptik menenjit grubunda 0,29 ± 0,12 K1.11d1 olarak bulundu. Normal ve aseptik menenjit gruplarına kıyasla bakteriyel menenjit grubu 8.0.S. ALP. enzim düzeyi belirgin olarak daha yüksektir (p<0.001). Bu bulguların ışığında B.O.S. ALF enzim düzeylerinin yüksek düzeyde saptanmasının özellikle negatif B.O.S. kültürüne sahip bakteriyel menenjit vakalarının aseptik menenjitten ayırıcı tanısında yardımcı olabileceğini söyleyebiliriz.
Cerebrospinal fluid alkaline phosphatase enzyme level was investigated in this research for the differential diagnosis of meningitis. Cerebrospinal fluid alkaline phosphatase enzyme levels were de-terrnined en a group of 58 pediairic cases which were constituted of 30 normal individuals, 14 pa-'lents with bacterial meningitis and 14 patients with aseplic meningitis. In the normal group, the levels of alkaline phosphatase in cerebrospinal fluid ıvere estimated as 0,13 ± 0,8 Kuld.I.The values of alkaline phosphatase levels in bacterial and aseptic meningitis were obtained as 1,33 ± 0,78 KU/ dl, 0,29 ± 0,12 KUM], respectively. In cases of bacterial meningitis, a significant difference was founcl in comparison to the other groups which normal group and aseplic meningilis group (p<0,001). Based on these findings its is concluded that the determinations of alkaline phosphatase levels in the cerebrospinal fluid are helpful in differentiating bacierial from aseptic meningitis, especially in the cases which were negative cultures.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Konya Bölgesınde Yaşayan Sağlıklı Kışılerde Akş, Total Kolesterol, I-Idl-Kolesterol Ve Trigliserid Değerlerının Incelenmesı
Aykut Çağlayan, Mustafa Ünaldı, Ahmet Çığlı, Mehmet Gürbilek, Osman Yaşar öz
Araştırma makalesi
Özeti
Konya Bölgesınde Yaşayan Sağlıklı Kışılerde Akş, Total Kolesterol, I-Idl-Kolesterol Ve Trigliserid Değerlerının Incelenmesı
In InvestIgatIon Abant The Values Of Blood Su Gar, Tutal Cholesterol, Hdl-Chotesterol And TrIglyeerIde In Mormal Subjeets LIvIngs In Konya And SurroundIng
Her bölgenin kendi normallerini belirlemesi ve onları kullanması gerektiği gerekçesiyle 96 sağlıklı vakadan oluşan bir grupta AKŞ, total kolesterol, 11191,-kolesterol, ve trigliserid analizleri yapılmış, AKŞ kadınlarda 87, 06=8,93 erkeklerde 76,97=9,1 ingldl, ~I kolesterol kadınlarda 206,41=28,43 mg21, erkeklerde ise 187,20=41,34 mgidl, HDL-kolesterol kadınlarda 54,45=9,83 rngl dl, erkeklerde 41,63 mgldl, trigliserid kadınlarda 101,38=35,17 -mgidl, erkeklerde 127,6=5.1,94 mgidl bulunmuştur. Ayrıca vakalar yaşlara göre: 20-34, 35-49, 50 ve daha yukarı olmak üzere üç yaş grubuna ayrılmış, değerlerin yaşa göre değişimleri de incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar başka araştırıcıların sonuçlarıyla karşılaştırılmış, bulunan sonuçların bölgede çalışan laboratuvarlar için referans değerler olabileceği kanaatine varılmıştır.
To identify the normals of ecch region and as it is necessary la use thern, in a group of 96 healty people fasting blood sugar levels total cholesterol, 11DL-cholesterol and triglyserid analysis were carried out. fasting blood sugar level in females were 87,06 ± 8.93 mgtell and 76,97 ± 9,1 mg1d1 tn rnales; total cholesterol 206,41 ± 28,43 rrıgidl in _females and 187,20 ± 41,34 mg1d1 in rnales; 11DL-eholesterol 54,45 ± 9,83 rngIdl in females and 41,63 ± 8,42 rngidl in rnales and triglyserids 101,38 ± 35,17 rngidl in females and 127,6 ± 5.1,94 rngidl in ırrzalex Also the people were arranged in three groups, according ta their ages ranging from 20-34.-35- 49, 50 and over; and the eheınges of value• related to age were inspected. The results which were obiained have been compaired with the results of the other investigators and it has been agreed that the results which were found would be a refe.rence for the laboratories stu-dying iıx that region.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Skrotal Patolojilerin Ve İnmemiş Testislerin Ultrasonografik Değerlendırilmesi
Saim Açıkgözoğlu, Kemal Ödev, Ali Gökalp, Yener Gültekin, Oktay Işık, Bülent Özdeşlik
Araştırma makalesi
Özeti
Skrotal Patolojilerin Ve İnmemiş Testislerin Ultrasonografik Değerlendırilmesi
UltrasonIe IdentIfIcatIon Of Scrotal L'oıhologIes And Undescended TestIs
İnmemiş testis ve skrotal patoloji düşünülen 207 olgunun ultrasonografik (US) incelenmesi öncesi ve sonrası klinik ve operasyon sonuçları karşılaştırıldı. Ultranosografinin inmemiş testis, klinik ve subklinik verikosel sapltanmasında ve intraskrotal kitlerinin ayırıcı tanısında olumlu katkısı tartışıldı.
It was examined iwo hundreci and seven cases havıng the unders-cended iestis and scrotal patholo-gy by ultrasonography. Ultrasonographic findings were discussed in association with clinical and op-eration findings. It was discussed that, ultrasonography coıdd give US positive chıes in Ille investiga. tion of dillerential diagnosis of clinic and subclinic varicocele and undescended testis.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Genital Anonıaliler
Cemalettin Akyürek, Sema Soysal, Metin Çapar
Araştırma makalesi
Özeti
Genital Anonıaliler
GenItal AnomatIes
Bu yazıda 1988-1989 yılı içinde kliniğimizde görülen 5 genital anomali vakası takdim edilmiştir. Bu münasebetle genital anomaliler gözden geçirilmiş ve hastalarımızda uyguladığımız tedavi yöntemleri tartışılmıştır.
In this study, 5 cases reported with genital anornaly which had been diagnosed at the departrnent of Obsteirics and Gynecology of Medical School al Selçuk Unıversitv, between the yeras of 1988- 1989. Because of this cases genital anornalies have been considered and the method of treatment to applied our patient vere evaluated.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Holt-Oram Sendromu
Hamiyet Pekel, Hidayet Durmaz
Araştırma makalesi
Özeti
Holt-Oram Sendromu
Holt-Oram Syndrome
İskelet ve kardiovasküler anomali ile ilgili Holt-Oram Sendromlu ve içe kayması olan erkek bir çocuk hasta sunuldu. Hastada; her iki kolun hipoplazik, sağ elde üç parmak, sol elde dört parmak, atrioseptal defekt ve gözlerde 35 prizm diopri içe kayma olduğu tespit edildi. Pedigri incelenmesinde, annede ortaya çıkan ilk mulasyon ile yorumlandı.
A maIe child who had a skeletal and cardiovascular anomaly relaled with Synrome and esotropia was presented. On !his palient following symptoms were observed; bilaterally hypoplasique arm, 3 fingers on the right and 4 flngers on the left hand, arrioseptal defect and on the. eye 35 prisin diopri esoıropia, in the pedigri, tl was stated that was a first mutation occurred in mother.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Çekum Volvulusu
Yüksel Tatkan, Şakir Tavlı, İrfan Tunç, Nahit Ökesli
Araştırma makalesi
Özeti
Çekum Volvulusu
Cecal Volvululus
Çekal volvulus intestinal obstrüksiyonun sık olmayan nedenlerinden biridir. Tüm intestinal obstrüksiyonların %1'ini ve tüm kolonik obstrüksiyonların %3'ünü oluşturur. Operasyon, tedavinin kabul edilen şekli olmakla birlikte son yıllarda literatürde bazı cerrahi olmayan tedavi teknikleri de bulunmaktadır.
Cecal volvulus is an uncommon cause of intestinal obstruciion. It accounts for 1 percent of all intestinal obstruction and 3 percent of all colonic obsiructions. Although the operative managernent is the accepted form of treatrnent, in recent years there is some non.surgical treatment lechnics in lit-erature.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Konversif Bozukluk Ve Hipoparatroıdizm (bir Vaka Nedenıyle)
Rahim Kucur, Ahmet Kaya, İshak Özkan, Nazmiye Kaya, M. Kemal Aktan
Araştırma makalesi
Özeti
Konversif Bozukluk Ve Hipoparatroıdizm (bir Vaka Nedenıyle)
ConversIve DIsorder And HypoparathyroIdIsm (case Report)
8 yıldan beri konversif şikayetleri olan ve bu nedenle kliniğimize başvurarak yatırılan ve ileri tetkiklerinde bu olayın hipoparatroidizme bağlı hipokalsemi olduğu anlaşılan, Ca++ ve vit-D2 tedavisinden başarılı sonuç alınan yaka sunularak, konversif bozukluk ve hipoparatroidizin tartışıldı.
A case came tip the clinic showing conversive sympoms and she was ender treatınent accordingly for 8 years. Lazer it was found that the patient was actually suffering from hypoparathyroidism related hypocalcemia, Her treamıeni with vit-D2 containing Ca++ improved her condition considerably, fur-ther discussion 1rt !his case has been presented in this paper.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Malıgn Eksternal Otıt
Yavuz Uyar, Ziya Cenik, Levent Soley
Araştırma makalesi
Özeti
Malıgn Eksternal Otıt
MalIgn External OtItIs
Malign Eksternal Ozit (MEO); 1968 de Chandler tarafından tanımlanmıştır. Genellikle oldukça yaşlı diabelli hastalarda görülen, Pseudornonas AeruginosaWın sebep olduğu, dış kulak yolunun ilerleyici bir infeksiyonudur. Temporal kemik ve kafa tabanına yayılan infeksiyon, multipl kranial sinir paralizileri ve diğer intrakranial komplikasyonlarla ölümcül bir klinik tablo meydana getirmektedir. Bu makalede; kliniğimizde MEO tanısı alan bir yaka sunularak; etyopatogerıezi, klinik tablosu, teşhis ve tedavisiyle MEO tartışılmaktadır.
MEO was described by Chandler in 1968. it is a progressive exiernal otitis that usually occuring elderly diabetic patients caused by Pseudomonas Aeruginosa. Leads ta death by paratysis of multipl cranial nerves and other iniracranial complications when attaching ternporal bone and skull base. in this article, we present a patient who was diagnosed as MEO at arar clinic and üs etiopathogenesis, clinical features, diagnosis and Ireatment have been cliscused.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Bir Kornea Plana Olgusu
Hamiyet Pekel, Ömer Kamil Doğan, Hilmi Çakmakçı
Araştırma makalesi
Özeti
Bir Kornea Plana Olgusu
A Case Of Cornea Plana
Nadir görülen konjenital bir anomali olan kornea planlı bir erkek çocuk takdim edildi. Hastada hafif rolatif ptozis, düzleşmiş konma, küçülmüş dikey ve yatay konrea çapı, belirginliğini kaybetmiş limbus, korneada bant şeklinde kesU7ik, daralmış pupil alanı, yüksek hipermetropi, alternan içe kayma bulundu. pedigri incelemesinde genetik bir geçiş tespit edilemedi.
A male child with a rarely seen of congenital abnorrnality was presented. The syrnptorns were as follows; mild relative ptoıis, flated eornea, redusing in the horizontal and vertical diameter of cornea, indefinite iirrabbur, Bense eorneal band, narrowing of ilim pupil, high ayper metropia and alternant asotropia. A genetic inheritance in the pedigri has not been founded.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Multifokal Kolorektal Kanserler
Adil Kartal, Adnan Kaynak, Osman Yılmaz, Şakir Tavlı, Ömer Karahan, Yüksel Tatkan, Yüksel Arıkan
Araştırma makalesi
Özeti
Multifokal Kolorektal Kanserler
MultIfokal Colorectal Cancers
1983-1989 yılları arasında karşılaştığımız 3 multifokal kolorektal kanser vakası sunuhdu. Üç vakadan yalnız ameliyattan önce doğru tanı almış, diğer iki vakanın multifokal olduğu laparatomide ortaya konmuştu. Rektumda yer alan multifokal vakada tümörler arasında çok sayıda polip vardı. Bu polipler distal tiirnörün yaptığı darlıktan dolayı preoperatif olarak tanımlanamadı. Kolorektal kanserler çok odaklı olabileceği ve ileride kanserleşmesi muhtemel poliplerle bir arada bulunabileceğinden tedavilerinde geniş rezeksiyonlar savunulmaktadır.
We presented three cases of rnultifocal colorectal cancer that we encountered between 1983-1989, only one of the three cases was correctly diagrıosed prooperatively. We observed that the other two cases had multicentricity during operalion. The case of rnultifocal carcinoma of rectum had a number of polyps between turnors. These polyps were unidentified preoperatively owing to listal narrowing of the 'umar. Recently, in the treatment of colorectal cancers extensive resection has been suggested because 'hey may be rrıulticentric or will be found with some polyps carrying rnalignancy risk.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
İmmün Sıstem Stres Ve Depresyon
İshak Özkan, Emine İnci Tuncer, Naci Kemal Kırca, M. Demirhan Aybaş, Duygu Fındık
Araştırma makalesi
Özeti
İmmün Sıstem Stres Ve Depresyon
Mmune System Stres And DepressIon
İmmün sistem organizmayı infeksiyorılardan ve dış etkenlerden korumaktadır. İmmün sistemle merkezi sinir sistemi arasında bir etkileşme vardır. Bu etkileşrne nörohümeral mekanizmalar aracılığında olmaktadır. Psikososyal stresler ve depresyon immün sistemi baskılamaktadır.
The irnmune system protects the organism against enfection and external effects. There is interac-tion between the imrnune systeme and central nervous system. This interaction is mediated by the neurohumeral mechanisrn. Psychosocial stress and depresyon suppress the immune system.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta