Yıl: 1990, Cilt: 6, Sayı: 1
Tüm Sayı(PDF)
Araştırma makalesi
Akut Stres Ve Depresyonda İmmün Cevaplar
İshak Özkan, Emine İnci Tuncer, Naci Kemal Kırca, A. Zeki Güney, Duygu Fındık
Araştırma makalesi
Özeti
Akut Stres Ve Depresyonda İmmün Cevaplar
Immune Responses In Acute Stress And DepressIon Cases
Bu çalışma, akut stres ve depresyonda immünglobulin ve kompleman düzeylerine kapsamaktadır. Bu amaçla 22 ölümcül hasta yakınından, DSM-III Kriterlerine göre depresyon tanısı almış 22 hastada?: ve 22 normal insandan kan örnekleri alındı. Serurnlarda radial irnmün dijfüzyon yöntemi ile IgA, IgM, IgG, C3 ve C4 değerleri araştırddı. Bu değerlerle her üç grupta çoklu korelasyon analizleri yapıldı. Stres ve depresyonla serum 1gM, IgG, C3 ve C4 değerleri arasında bir ilişki bulunamadı. Depresyonda Ise serim IgA düzeyi kontrol grubuna göre önemli derecede artış gösterdi (p<0.05).
Immunoglobulin and complernent levels were studied in patients having acute stress and depression. The relatives of the patients (22 of them) who 12re either canser or myocardial infarcts were treated as stressed patients, and patients (22 of them) determined to be depressed by DSM-III criteria and 22 normal people respectively, were selected for !his study. Blood samples (5 mi) were taken from thern intravenou-sly. IgA, 1gM, IgG, C3 and C4 level of the sera were determined by radial irnmunodiffusion technique. The values were analyzed by multiple regression analysis and it was found that neither stress nor depression has any affeci or relationship with the serum IgM, IgG, and C3 and C4 levels. However, IgA levels in the sera of depressed patients significantly remained higher than the control group (p<0.05).
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Multipl Sklerovda Bilgisayarlı Beyın Tomografisi Bulguları
Ayşegül Öğmegül, Galip Akhan, Saim Açıkgözoğlu
Araştırma makalesi
Özeti
Multipl Sklerovda Bilgisayarlı Beyın Tomografisi Bulguları
ComputerIced TornographIc IlIddIngs Iıt MultIpl SclerosIs
Bu çalışmada, Multipl Skleroz tanısı için en kesin kriter olan bilgisayarlı beyin tomografisi bul-gulara incelenmiş ve klinik olarak multipl skleroz olduğu belirlenen hastalarımizen tomografi sonuçları, literatür bilgileriyle taritşılmiştır. Sonuçta, bilgisayarlı beyin tomografisi bulgulartnın, hastalık dönemlerine göre değişebileceği ve diğer bazı nörolojik hastalıklarla karıştırılabileceği kanısına varılmıştır.
In this study, Cornputerized Tomographic findings that are the most definitive diagnostic criteria for rnultiple sclerosis have been evaluated. Computerized tornographic findings were discussed under the light of literature. In 8 cases of 17 cases (8117) the diagnosed by means of clinical findings and history. As a result, we carne ta the conclusion that CAT findings may change in addition to the periods of the disease and the other neurological disorders. Should be alsa taken into consideration irı the dillerential diagnosis.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Akut Miyokard İnfarktıslü Hastalarda Görülen Komplikasyonların Lokalizasyonlarla İlişkisi
Şamil Ecirli, Hasan Hüseyin Telli, Mehdi Yeksan, Mehmet Gök, A. Nuri Sezer, Yusuf Erdoğan
Araştırma makalesi
Özeti
Akut Miyokard İnfarktıslü Hastalarda Görülen Komplikasyonların Lokalizasyonlarla İlişkisi
The RelatIons Between The LocatIon And ComplIcatIons PatIent WIth Acute MyocardIal InfarctIon
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi iç Hastalıkları Anabilim Dalı Koroner Bakım Ünitesinde akut miyokard infarktüsü tanısı ile yatan, hastalarda oluşan komplikasyonları ve bu komptikasyonların miyokard infarktüsünün lokalizasyonuyla olan ilişkisini araştırmaya çalıştık. 50 vak'alık serimizde en çok yaygın anterior lokalizasyonlu miyokard infarktüsü tespit edilmiştir, bunu inferior lokalizasyonlu miyokard infarktüsü takip etmiştir. Yine en çok kompIikasyona yaygın anterior miyokard infarktüsünde rastlanmıştır. Komplikasyonların ikinci sıklıkla görüldüğü lokalizasyon türü ise inferior rniyokard infarktüsüdür.
We tried la search for the relationship between the location of myocardial infarction and the resulting complications in patients hokspitalized in the coronary care unit of the Teaching Hospital of Selçuk University with the diagnosis of myocardial infarction. Among fifty patients most of them suffered from anteriorly localized tnyocardial infarction which was followed by inferiorly localized myocardial infarction. The most cotnrnon complications were noticed iri anteriorly localized infarction whereas complications of inferiorly localized rnyocarclial infarction was of secondary frequency.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Ayakta Kavus Deformitesi Ve Tedavı Yaklaşımları
Abdurrahman Kutlu, Recep Memik, Necmettin Reis
Araştırma makalesi
Özeti
Ayakta Kavus Deformitesi Ve Tedavı Yaklaşımları
The Cavus DefonnIty Of The Foot And Its Therapy
Pes kavus çeşitli etyolojileri olan patornekaniği tam arlaşılrnarnış kotnpleks bir ayak cleforrnites-idir. Bu çalışmada ayaklarinda kavus deforrnitesi olan 16 hastanın cerrahi tedavisi gözden geçirildi. Llygulana cerrahi tedavi, hastanın yaşına, etyolojisine ve deforrnitenin analizine göre seçildi. Hasta-ların en az bir yıllık rakipleri sonucunda, cerrahi tedavinin %77 oranında başarılı olduğu görüldü.
Pes cavus is a complex fool deforrrzity of diverse etiologies whose pathomechanics are not comletely under,s.tood. This stu.dy reviews the surgical treatment of 16 patients with cavus foot deformity. The coice among avaible surgical procedures was dictated by the age of the patients, cuse and an analysis of the deformity. Follow-up apprasial of the patients with more !han one years' follow-up reveated more dian 77 percent suecesfully results.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Femur Boyun Kırıklıklarının Thompson Protezi Uygulaması Ile Tedavısı
Abdurrahman Kutlu, Recep Memik, Necmettin Reis, Mahmut Mutlu
Araştırma makalesi
Özeti
Femur Boyun Kırıklıklarının Thompson Protezi Uygulaması Ile Tedavısı
Treatment Of Fractures Of The Fernoral Neck By Replacement WIth The Thompson ProthesIs
Haziran 1983-Eylül 1989 tarihleri arasında 51 femur boyun kırığı yakasına Thompson protezi uygulandı. Ortalama yaşları 64.8 olan hastaların 18'i erkek (9040), 33'ü kadın (%60) idi. Cerrahi işlem bütün hastalarda posterolateral girişle uygulandı. erken komplikasyon olarak bir ölüm, bir fibular sinir yaralanması ve bir dislokasyon meydana geldi. Değerlendirmeye alınan 34 hastanın ortalama takipleri 24 ay idi. Bunların 24 önde radyolojik değerlendirme yapıldı. Bir vakada asetabulurnda çökrne. bir vakada asetabulurrıda aşınma ve bir vakada da protezde gevşeme tespit edildi.
From June 1983 to September 1989, 51 patients with displaced fractures of the femoral neck were treated by Thornpson arihroplasty. The avarege age at operation was 64.8 years. There were 18 men (40 per sent) and 33 women (60 per cent) The postero-lateral approach to the hip was used at al! operations. There was one dead, one dislocation and one fibular nerve injury as early complication. The resulis after 34 hips studied at follow-up. Among 34 patients, 24 of !hem were controlled radiologically. One asetabular erosion, one asetabular protrusion and one loosening of prothesis were found as a lale complication.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
İşitme Engellilerde Okuma -Preliminer Çalışma
Nurhan İlhan, Orhan Demir, Galip Akhan, Süleyman İlhan
Araştırma makalesi
Özeti
İşitme Engellilerde Okuma -Preliminer Çalışma
A PrelImInory Study Of ReadIng Process In The Deaf-Mutes
Tamamen sağır olan 5 denekte okuma sırasında göz anneleri elektrookülografik olarak kaydedildi. Elektrookülografik paternlerin büyük sakkadlar ve uzun süreli fiksasyonlar göstermesi dikkat çekiciydi. Beklendiği gibi sağır-dilsizler fonolojik olmayan okuma süreci ile okunmuş kabul edildi. Yine de sonuçlar daha fazla kantitatif çalışma için motive oldu.
Eye movernents during reading in 5 completely deaf-mute subjects were electrooculographically recorded. It was notable that electrooculographical patterns showed large saccads and fixations with long duration. As expected the deaf-mutes were considered ta read with non-phonological reading process. However the results motivated for further quantitative study.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Tiroid Kistlerınin Ultrasonografi Ve Bilgisayarlı Tomografi Özellıklerı
Bilge Çakır, Kemal Ödev, Oktay Esen
Araştırma makalesi
Özeti
Tiroid Kistlerınin Ultrasonografi Ve Bilgisayarlı Tomografi Özellıklerı
UltrasonographIc And Computed TomographIe CharacterIstIcs Of The ThyroId Cysts
Biz bu çalışmamızda, tiroidde sintigrafi de hipoaktif nodül saptanan ve ultrasonografide (US) kistik özellik gösteren 13 olguyu inceledik. Olgularımızdan 4'üne bilgisayarlı tomografi (BT) uyguladık. Bu üç inceleme yönteminin verilmesini histopatolojik tanı ile karşılaştırdık. Ayrı ayrı ve birlikte olduklarında kimya olan katkılarını tartıştık.
in this study, 13 cases were examined with hypoactive nodule by Scintigraphy and are cystic sonographically. Of 13 cases, 4 were examined by CT. in conclu.vion, the results were cornpanecl with hystopathologic findings. We discussed contrubition of three imaging modalities in the differantial diagnosis of these lesions.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Mediastinal Kıtleler
Mehmet Yeniterzi, Hasan Solak, Tahir Yüksek, Cevat Özpınar, Galip Akhan, Ayşegül Öğmegül
Araştırma makalesi
Özeti
Mediastinal Kıtleler
MedIastInal Tumors And Cysts
1984-1990 yılları arasinda S.U. Tap Fakültesi Göğüs ve. Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalında tetkik ve tedavi ettiğimiz 20 mediastinal kitleli hasta değerlendirildi. Erken teşhis ve tedavi ile, ma-lign tümörlü hastalarda daha uygun prognoza sahip olunabileceği kanaatine ulaşıldı.
The cases of twenty patients, treated for turnors and cysts of mediastinurn between 1984-1990, have been investigated. it has been established that a more favourable prognosis could be obtained through early diagnosis and treatrnent of the patients with malignant turnors.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Sistemık Dolaşıma Katılan Hepatötrofik Faktörün Karaciger Atrofisi Üzerındekı Etkısı
Adil Kartal, Mehmet Yeniterzi, Selçuk Duman, Yüksel Tatkan, Tahir Yüksek, Muzaffer Şeker, Mustafa Şahin, Yüksel Arıkan, Ömer Karahan
Araştırma makalesi
Özeti
Sistemık Dolaşıma Katılan Hepatötrofik Faktörün Karaciger Atrofisi Üzerındekı Etkısı
The Effects Of The IlepatotrophIc Factor In SystemIc CIrculaüon On The LIver Atrophy
Portakaval şantlardan sonra karaciğerde görülen atrofi portal kanın ihtiva ettiği hepa-totrofik faktörden karaciğer hücrelerinin yoksun kalması ile izah edilmektedir. Değişik portakaval şantlarda karaciğerde nasıl bir etki oluştuğunu incelemek amacıyla köpeklerde bir deneysel çalışma yapıldı. Köpekler 15, 10 ve 10 deneklik 3 gruba ayrıldı. Her gruba ;farklı işlemler uygulandı. Denekler postoperatif 15. gün sakrifiye ertilde. Karaciğer makroskopik ve mikroskopik olarak değerlendirildi. Ilistopatolojik incelemelerde her 3 grupta da portal venin sol dalı bağlı olmayan lobta hepatositlerde lipid birikimi, hiperkromatozis ve mitotik aktivite artışı izlenirken, yalnız portal venin sol dalı bağlanan deneklerde sol lobta yaygın hemo-rajik infarkt ve nekrotik odaklar gözlendi. Sol dal bağlama ve şant uygulanan deneklerde ise sol lobda atrofinin minitnal düzeyde tespit edilmesi resirküle eden kandaki hepatotrofik faktörün etkisi ile izah edilebilir.
Liver atrophy after portacaval shunt is explained by lack of the liver from hepatotrophic factors. This study is undertaken to evolve the (2hanges in liver atter portac.aval shunt. The animals were calegorized in 3 groups each including 15, 10 and 10 animals respectivefy and we performed dillerent interventions. Anitnaly were sacrified at 15th day. Ilisiopathological exarnination revealed lipid accumulation, hyperchrornatosis and increasing of rnitotic activity in liver lobes which left branch of portal yein were not ligated and diffuse haernorrhagic infarct and necrosis in left kbes of the anirnais which had only ligation of the left branch of porta! yein. We deiermined only rninimal atrophic changes in left
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Karın İçi Yapışıklık Oluşmasında Değışık Sütür Materyellerinin Etkılerı
Şakir Tavlı, Ömer Karahan, Yüksel Tatkan, Lema Tavlı, Mustafa Şahin, İrfan Tunç
Araştırma makalesi
Özeti
Karın İçi Yapışıklık Oluşmasında Değışık Sütür Materyellerinin Etkılerı
The Effects Of Dıferent Suture Materıals In IntraabdomInal AdhesIons
Farklı biyoşimik yapıdaki 5 sütür materyali 10'ar ratlık 5 grupta denenmiş, hayvanlar 10. günde öldürülerek oluşan karın içi yapışıklıklar makroskopik ve histolojik olarak değerlendirilmiştir. İpek ve kromik kargütgruplarının oluşturdukları yapışıklıklar istatistiksel olarak vicryl, prolen ve düz katgüt gruplarına göre anlamlı olarak fazla bulunmuş (p<0.01), bunun dışında birbirlerine göre anlamlı bir farklılık saptanamamıştır.
Biochemically &geren, five suture materials were used in five groups each of with including 10 rats. The animals were sacrıfied at 10th day and the adhesions were evaluated macroscopically and histologically. The adhesions in silk and chromic catgut groups were more :han pro- len, vicryl and plain catgut groups and it was signıficant statistically (p<0.01). There was no significant difierent between other groups.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Meme Karsinomunun Fibrokistik Hastalık İle Plişkisi
Özden Vural, Osman Yılmaz, Adil Kartal, Ömer Karahan, Mustafa Şahin
Araştırma makalesi
Özeti
Meme Karsinomunun Fibrokistik Hastalık İle Plişkisi
The RelatIon Of FIbrocystIc DIsease And CarcInoma Of The Breast
Fibrokistik hastalık ile meme karsinomu arasında bir ilişki olabileceğini araştırmak için Fakültemiz Genel Cerrahi Anabilim Dalı tarafından karsinom nedeniyle rnastektomi yapılıp Patoloji Laboratuvartna gönderilen meme piyeslerinde her dört kadrandan da parça alarak karsinom ile birlikte fibrokistik hastalık bulunup bulunmadığını inceledik. 18 vakanın 10`unda (%55.6) fibrokistik hastalık bularak, bu iki hastalık arasında ilişki olabi-leceğini ve fibrokistik hastalığın kansere zemin hazirliyabileceğini düşündük.
in this study, we investigated the relation of fibrocystic disease and carcinoma of the breast. We tok specimens from every quadrani of breasts removed for carcinoma, which have been sent to Department of Pathology from Department of Sur,gery for pathologic examination. We wanted to investigate the fibrocystic disease together with carcinorna. Among 18 specimens we found that fibrocystic disease together with carcinoma was 55,6%, and thought that there might be a relation between fibrocystic disease and carcinoma of the breast, we tizus concluded that fibrocystic disease might be a predispose to a breast carcinoma.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Kronik Böbrek Yetmezliği Olgularında Hdl E Vitamini Düzeyı
Sadık Büyükbaş, İsmail Öztok, Mehdi Yeksan, Mustafa Ünaldı, Süleyman Türk, Mehmet Gürbilek, Mustafa Yöntem
Araştırma makalesi
Özeti
Kronik Böbrek Yetmezliği Olgularında Hdl E Vitamini Düzeyı
Hdl Bound VItamIn E Levels In PatIents WIth ChronIc Renal FaIlure
Kronik böbrek yetmezliği {KBY) olan 20 olguda ve 24 sağlıklı kontrol grubunda serum E vitami-ni, IIDL kolesterol ve 11DL E vitamini düzeyleri ölçüldü. Bu parametreler strastyla kontrol grubu için 1.1063 ± 0.0079 mgldl, 48 ± 4.81 mgidl ve 0.1095 ± 0.0094 mg/dl olarak ve KBY grubu için 1.0881 ±. 0.0437 mg1d1, 26.55 ± 6.21 mgldl ve 0.2657 ± 0.1209 mg/dl olarak saptandı. Bulgu-lartmtza göre KBY olgularında IIDL E vitamini düzeyi belirgin olarak yüksek ve IIDL kolesterol düzeyi belirgin olarak düşiiktür (p<0.001).
Serum vitamin E, IIDL cholesterol and IIDL bound vitamin E levels were inverstigated in 20 patients with chronic renal failure and 24 healty subjects. Vitamin E, 11DL cholesterol and IIDL bound vitamin E levels of controls were fou.nd as 1.1063 ± 0.0079 mg/dl, 48 ± 4.81 mg/dl and 0.1095 ± 0.0094 mg/dl while those of patients were 1.0881 ± 0.0437 mg/dl, 26.55 ± 6.21 mg1d1 and 0.2657 .± 0.1209 mg/dl, respectively. IIDL-bound vitamin E levels of patients were higher (p<0.001) and 1113L cholesterol levels were lower (p<0.001) than those of controls.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Konya'da Gürülen Çocuk Zehirlenmelerinin İncelenmesi
Haluk Yavuz, Hasan Koç, Ümran Çalışkan, İbrahim Erkul, Ahmet Bozkır
Araştırma makalesi
Özeti
Konya'da Gürülen Çocuk Zehirlenmelerinin İncelenmesi
The InvestIgatIon Of ChIld PoIsonIng In Konya
Selçuk Üniversitesi Eğilim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Poliniklerine, 1983-1990 yıllarında zehirlenerek getirilen 106 hasta incelendi. Hastaların çoğunluğunun ilk 6 yaş içinde olduğu, yaz aylarında zehirlemelere daha fazla raslandığı dikkati çekti. En sık görülen zehirlenme sebebi ilaçlardı (%56).
We investigated the nature and the course of poisoning for 106 children who were adrnitted to Selçuk University Research and Training Hospital, Konya from 1983 to 1990, inclusive. Most patients were either 6 years old or younger. The poisoning cases were coincided with the surnmer months. The drugs were found ta be the leacling catıse of the child poisoning (%56).
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Feto-Maternal Transfüzyon Ve Feto-Maternal Transfüzyonu Etkıleyen Faktörler
Ümran Çalışkan, Hasan Koç, Dursun Odabaş, Fatih Toksöz, İbrahim Erkul
Araştırma makalesi
Özeti
Feto-Maternal Transfüzyon Ve Feto-Maternal Transfüzyonu Etkıleyen Faktörler
Feto-Rnaternat TransfusIon And Factors InfluencIng The Feto-Maternal TransfusIon
Feto-maternal transfüzyonun araştırıldığı bu çalışmada, transfüzyon oranı %18.59 bulunurken, fetus-anne kan gruplarının uygunluğunun, primipar gebeliğin ve doğumda forseps ya da vakum uygulamalarının transfüzyonu anlamlı olarak artırdığı, ve fakat gebelikte kanamanın varlığı, preeklarnpsi, indüksiyon uygulaması, gebelik süresi, travay süresi, travayın kanama ile başlaması, prezentasyon şekli ile phisenta ve kardan Icomplikasyonları gibi faktörlerin ise herhangi bir risk oluşturmadığı gözlendi.
In this study in which feto-maternal transfusion was researched, the Tate of feto-maternal transfu-sion was 18.59%. Fetal and materna' blood group cornpatibility, prirnipar pregnancy and forceps or vacuum adminisiration were signıficanily enhanced feto-rnaternal transfusion. But, bleeding during pregnancy, preeclampsia, induction adrninistration, duration of pregnancy, duration of delivery onset, with bleeding. Fetal presentation form, placentae and cordon complications were not effective ta feto-maternal transfusion.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Medulloblastomalarda Bilgisayarlı Tomografinin Tanı Krıterlerı
Bilge Çakır, Ayşegül Öğmegül
Araştırma makalesi
Özeti
Medulloblastomalarda Bilgisayarlı Tomografinin Tanı Krıterlerı
DIagnostIcal CrIlerIa Of Computed Tomography In The Medulloblastomas
Bilgisayarlı tornografik (BT) incelemede, posterior fossada orta hat kitlesi ile karakterize olan subaraknoid da farz ve nodüler melastaz tesbit edilen iki medulloblastorna olgusu nedeni ile literatür gözden geçirildi. Medulloblastomaların BT bulguları ve ayrıca tanısı tartışıldı.
in this study, two cases were presented that is characterized by centrally located mass lesion of the posterior fossa with diffuse and nodular subaraknoid seeding on the CT examination. le was reviewed literature. We discıtssed characteristic CT scan appearances of medulloblasıomas.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Bir Vaka Nedenıyle Prune Belly Sendromu
Sevim Karaaslan, İbrahim Erkul, Ahmet Bozkır, Saim Açıkgözoğlu, Kenan Şen
Araştırma makalesi
Özeti
Bir Vaka Nedenıyle Prune Belly Sendromu
Prune Belly Syndrome: A Case Report
Prune belly sendromunun klasik bulgularına sahip 5 aylık bir erkek bebek, sendromun nadir rast-landrnast nedeniyle takdim edilmiştir. Kann duvart ultrasonografik inceletnesinin, tipik olmayan prune belly sendromlu hastalarda tarımın konulmasında yardımcı olacağı üzerinde durulmuştur.
We are reporting a 5 rnonths old infani with prune beliy syndrome. Ultrasonographic investigation of the abdorninal wall will be helphul for diagnosing nontypical prune belly syndrome cases.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Bir Vaka Dolayısı İle Prune Belly Sendromunda Ürolojik Tedavi
İbrahim Ünal Sert, Sevim Karaaslan, Lema Tavlı, Ali Acar, Ahmet Öztürk
Araştırma makalesi
Özeti
Bir Vaka Dolayısı İle Prune Belly Sendromunda Ürolojik Tedavi
UrologIcal Management Of Prune Belly Syndrome
Prune belly sendromlu 5 aylık bir erkek bebeğin ürolojik cerrahi tedavisi anlatilmış ve prune belly sendromunda cerrahi tedavinin indikasyonları üzerinde durulmuştur.
We presented a 5 monihs old rnale infant with prune belly syndrome and eınphasized the indications of operalive managernent.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Bir Mikozis Fungoides Vakası
Şamil Ecirli, Osman Yılmaz, Hasan Hüseyin Telli, Özden Vural, Mustafa Sait Gönen
Araştırma makalesi
Özeti
Bir Mikozis Fungoides Vakası
A Case Of MycozIs FungoIdes
Mikozis fungoides T hücreli bir deri lenfornasıdır. Prernikotik fazda egzematoid veya nonspesifik dermatit görülür. Daha sonra bu safha plak, nodül, ülserler veya eritrodertnaya dönüşür. Hastalığın teşhisi üç karakteristik histolojik özelliğin bulunıqu ile konur: a) Üst derrniste bant I şeklinde mononükleer hücre infiltrasyonu, b) Dermiste mikozis hücreleri, c) Epidermiste Pautrier mik-,roabseleri. Bu yaka bildiriminde bir mikozis fungoides vakası takdim ettik ve onun klinikopatolojik özelliklerini literatür bilgileri ile tanıştık.
Mycozis Fungoicles in a culaneus lyrnphotna of T cell origin. in the pretnycolic phase, there is eczetnatoid or nonspecific dermatitis. Later in the course of the disaease, this phase progress to plaque, nodules, ulsers or diffuse erytroderma. The diagnosis of the disease can be made clefinitely when three characteristic histologic features are present: a) A bandlike rnononuclear cells infiltrate in the Iffier dermis_ b) Mycosis cells present in the dermis. c) Pautrier's microabscess present in the epidermis. in this report, we presented a case of rnycosis fungoides and discussed its clinicopathologic features according to literature daie.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Bezoarlara Bağlı Barsak Tıkanmaları
A. Erkan Ünal, Ömer Karahan, Adil Kartal, Yüksel Tatkan
Araştırma makalesi
Özeti
Bezoarlara Bağlı Barsak Tıkanmaları
IntestInal ObstructIons Due To Bezoars
Bu çalışmada fitobezoarlara bağlı akut barsak tıkanmalı altı hasta sunuldu. Hastaların hepsinde, ülser nedeniyle önceden geçirilmiş mide ameliyatı ile Trabzon hurması (Amerikan hurması) ve/veya portakal yenilmesi öyküsü mevcuttu. Hastaların tümü cerrahi olarak tedavi edildi. Beş hastaya kapalı dekompresyon, birine açık dekompresyon (enterotomi) yapıldı. Bir hasta nüks ve intussusepsiyon nedenleriyle iki kez daha ameliyat edildi. Ülser nedeniyle mide ameliyatı geçiren hastaların, Trabzon hurması veya portakal gibi yiyecek maddelerini lifleriyle beraber yememeleri konusunda uyarıImaları gerektiği sonucuna varıldı.
In this study, six patients with acute intestinal obstructions due to phytobezoars is presented, All of patients had previous gastric surgery for ulcer disease and had a history of persimrnon or orange ingestion. Whole patients were treated surgically. Five patients were applied close decompreiion and one patient was applied opera decompretion (enterotomy) A patient was reoperated twice because of relapse and intussusception. Consequently, patients who have undergone gastric surgery for ulcer disease should be warned about not tü eat persimmon or orange with their fibers.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Beslenmenın Kanser Üzerıne Etkısı
Ömer Karahan, Yüksel Tatkan, Serdar Yol
Araştırma makalesi
Özeti
Beslenmenın Kanser Üzerıne Etkısı
The NutrItIon And Cancer
Normal hücrede ortaya çıkan bir "mutasyon" sonucu geliştiği kabul edilen kanserin oluşumunda bir tek değil, değişik faktörlerin rol oynadığı bilinmektedir. Kanserin geliştiği doku veya organ için bu faktörler de farklılıklar göstermektedir. Oluşan bir kanserin etiyolojisinde etkili olan faktörlerin tespit edilmesi kompleks yaklaşım ve çalışmaları gerektirir. Ancak genel olarak kanserle ilgili faktörleri, kanser riskini artıranlar, kanser riskini azaltanlar ve kansere sebep olanlar şeklinde gruplandırmak mümkün olmaktadır. Diyet her üç grupla da ilişkisi bulunan bir "faktörler topluluğunu" oluşturur. Bu derleme çeşitli organ kanserleri üzerine diyetin etkisini araştırmak ve elde edilen bilgiler ışığında alınabilecek tedbirleri ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır.
It is known that different factors, not a single one, play a role in the formation of cancer, which is accepted to develop as a result of a "mutation" in a normal cell. These factors also differ for the tissue or organ in which the cancer develops. Determining the factors that affect the etiology of a cancer requires complex approaches and studies. However, in general, it is possible to group cancer-related factors as those that increase the risk of cancer, those that reduce the risk of cancer, and those that cause cancer. Diet constitutes a "community of factors" associated with all three groups. This review has been prepared to investigate the effect of diet on various organ cancers and to reveal the measures that can be taken in the light of the information obtained.
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta
Obezite Ve Gzersiz
Gülden Gedikoğlu, Neyhan Ergene, Tülin Bilgili
Araştırma makalesi
Özeti
Obezite Ve Gzersiz
ObesIty And ExercIse
Obezite, en yalın anlamı ile vücutta yağ fazlasının bulunması demektir. Vücut ağırlığının normal sınırlarda tutulması, alınan ve harcanan kalorinin eşit olmasıyla, yani enerji dengesinin kurulmasıyla sağlanabilir ve "Kalorik denge = Besinlerle elde edilen Kcal - Metabolizmada sarf edilen Kcal (Bazal metabolizma + iş metabolizması) + İdrar, dışkı gibi boşaltılan maddelerle kaybedilen Kcal" şeklinde ifade edilir (1)
Obesity, in its simplest meaning, must be raised in body fat. Keeping the body weight within normal limits can be achieved by establishing the energy balance by having blackberries and calories spent, and it is expressed as "Caloric balance = Kcal obtained with food - Kcal consumed in metabolism (Basal metabolism + work metabolism) + Urine, consumed as feces and Kcal" (one)
PDF
Benzer Makaleler
Editöre Eposta