Üst Kol İnceltilmesinde Ultrasonik Liposakşın İle Konvansiyonel Liposakşının Etkinliklerinin Karşılaştırılması

BİLSEV İNCE, M. EMİN CEM YILDIRIM, PEMBE OLTULU, MEHMET DADACI, MEHMET UYAR, HARUN PERU

  • Yıl : 2017
  • Cilt : 33
  • Sayı : 3
  •  Sayfa : 50-53
Vücut şekillendirme cerrahisinde ultrason yardımlı liposakşın kullanımının konvansiyonel liposakşına göre daha az kan kaybı yarattığı ve daha fazla cilt kontraksiyonu oluşturduğu iddia edilmesine karşın kol sarkıklığının tedavisinde ultrasonik liposakşın ile konvansiyonel liposakşının etkinliklerinin karşılaştırılmasıyla ilgili bir çalışmaya rastlamadık. Bu çalışmada, kol sarkıklarının tedavisinde ultrasonik liposakşın ile konvansiyonel liposakşın tedavilerinin etkinlikleri ile komplikasyonlarının ve kanama miktarlarının karşılaştırılması amaçlandı. 2012-2016 tarihleri arasında kolda sarkma şikayetiyle başvuran ve liposakşın ile tedavi edilen 20 hasta çalışmaya dahil edildi. Çalışmada, ultrasonik liposakşın (Grup 1; n:10) ve konvansiyonel liposakşın (Grup 2: n:10) yapılanlar olarak ayrıldı. Hastada nekroz olması major komplikasyon, seroma, hematom, asimetri ve deride pürüz olması ise minör komplikasyon olarak tanımlandı. Ameliyat bitiminde ve ameliyat sonrası 1. yıl sonunda her iki gruptaki hastaların her iki kolunun en kalın olduğu yerler tekrar ölçüldü. Her hasta için intraoperatif lipoaspiratlarından 5 ml örnek alındı. Örnekler hematoksilen eozin ile boyandı ve birim alandaki eritrosit sayıları belirlendi. Grup 1’de hastaların 4’ü Triceps Deri Klasifikasyonuna göre Tip 2, 3’ü Tip 3, 3’ü Tip 4 olarak tespit edildi. Grup 2’de hastaların ise 3’ü Tip 2, 3’ü Tip 3 ve 4’ü Tip 4’tü. Hastaların ortalama kol çevreleri Grup 1’de 36 cm (minimum 32 - maksimum 40), Grup 2’de ise 35 cm (minimum 31 - maksimum 39) olarak tespit edildi. Ameliyat bitiminde hastaların ortalama kol çevresi Grup 1’de 31 cm (minimum 28 - maksimum 32) iken Grup 2’de 32 cm (minimum 28 - maksimum 33) olarak ölçüldü. Ameliyat sonrası 1. yıl sonunda Grup 1’de ortalama kol çevresi 30 cm’e düştü, Grup 2’de ise 31.8 cm idi. Grup 2’de cm2 ’de hesaplanan eritrosit sayısı 40’lık büyütmede (HPF: high power field) ortalama 50-60/1HPF iken Grup 1’de bu değer 20/1HPF olarak hesaplandı. Her iki grup hastalarının ameliyat öncesi kol kalınlıkları ortalaması benzer olmasına karşın, ameliyat sonrası Grup 1’deki hastaların ortalama kol kalınlıkları Grup 2’ye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha azdı (p<0.05). Yine alınan lipoaspiratta birim alanda görülen eritrosit sayısı Grup 1’de Grup 2’ye göre istatistiksel olarak anlamlı derecede daha azdı (p<0.05). Çalışmada, kol sarkması tedavisinde uygun hasta seçimi sonrası ultrasonik liposakşının daha fazla cilt kontraksiyonu yapabildiği tespit edildi. Bu endikasyon da kullanımında konvansiyonel liposakşına kıyasla daha az sarkma ile daha iyi görünüm elde edilebilir.
Atıf yapmak için : İnce B, Oltulu P, Yıldırım MEC, Dadacı M, Uyar M, Aydın R. Üst Kol İnceltilmesinde Ultrasonik Liposakşın ile Konvansiyonel Liposakşının Etkinliklerinin Karşılaştırılması. Selcuk Med J 2017;33(3): 50-53
Açıklama : Yazarların hiçbiri, bu makalede bahsedilen herhangi bir ürün, aygıt veya ilaç ile ilgili maddi çıkar ilişkisine sahip değildir. Araştırma, herhangi bir dış organizasyon tarafından desteklenmedi.Yazarlar çalışmanın birincil verilerine tam erişim izni vermek ve derginin talep ettiği takdirde verileri incelemesine izin vermeyi kabul etmektedirler.
Üst Kol İnceltilmesinde Ultrasonik Liposakşın İle Konvansiyonel Liposakşının Etkinliklerinin Karşılaştırılması
, Vol. 33 (3)
Geliş Tarihi : 11.05.2017, Kabul Tarihi : 11.05.2017, Yayın Tarihi : 13.08.2018
Selçuk Tıp Dergisi
ISSN:1017-6616;
E-ISSN:2149-8059;